Sosyal Medya

Makale

‘En büyük zulüm, adâlet adına yapılandır..’

‘Adâlet’ kelimesi her toplumun dilinde saygı uyandırır genelde ve biraz korkutucu tarafı da vardır. Çünkü eski Roma, Yunan ve Pers dönemlerinden kalma mermer heykellerde bile, adâlet, bir elinde terazi ve diÄŸer elinde kılıç taşıyan, (herhalde baÅŸka ÅŸeylere bakmadığı anlatılmak istendiÄŸi için) gözleri baÄŸlı bir kız ÅŸeklinde temsil edilir. Ama adâlet terazi ve kılıcının ne kadar yerli yerinde kullanıldığı ve âdil olduÄŸu hemen her devirde ve toplumda hep tartışılmıştır. 

Hukuk da hakk kelimesinin çoÄŸuludur. Hukuk veya adâlet, bir kiÅŸi veya toplumun vicdanındaki deÄŸerlerine, kültürüne, aslî dünya görüşüne uymazsa, en âdil olduÄŸu ileri sürülen hükümler bile mazlum ve maÄŸdurlar üretir. Bizim halkımızın kültüründeki, ‘Åžeriat’in kestiÄŸi parmak acımaz’ sözü bunun için çok deÄŸerli ve önemlidir. (Åžeriat kelimesinden korkanlar için belirtelim ki, ÅŸeriat, nehrin tabiî yatağı mânâsına gelen ÅŸeria’dan gelmekte olup, hukuk sistemlerinde kanun düzeni demektir ve her inanç veya ideoloji sistemine göre oluÅŸturulmuÅŸ kanun düzenlemelerine de ÅŸeriat denilir. Nitekim, Ä°slam kanunları /ÅŸeriati gibi, hristiyan ve yahudi ÅŸeriatleri de vardır.)  

*** 

Kanunları, tatbik olunduÄŸu halkın inanç, kültür ve dünya görüşlerine uymayan bizimki gibi toplumlarda, adâlet’in bir zulüm kılıcına dönüştüğü hep görülür. Tarih boyunca nice zâlimâne uygulamalar olmuÅŸtur ki, hiçbirisi zulüm diye yapılmamış; tam tersine, her birisi adâlet adına sahnelenmiÅŸtir. Amma, en büyük ve ağır zulüm de, muhakkak ki, adâlet adına yapılanıdır. Onun için de bu gibi hukuk düzenleri, tatbik edildiÄŸi toplumun vicdanında mâkes bulmadığı, yankılanmadığı zaman, böyle kanunların ‘mahkûm’ olarak tanımladığı kiÅŸiler kendilerini maÄŸdur ve mazlum, zorbalar da kendilerini âdil göstermeyi sürdürürler. 

Böyle durumlarda çaresiz kalanlar, kendilerine zulmedenlere duygularını dile getirirken, ‘Hepimiz öyle bir hesap gününe eriÅŸeceÄŸiz ki, o günün geçmesi olmayacaktır ve ‘zâlimin hesap verme günü, mazluma zulmettiÄŸi günden çok daha katı olacaktır.. derler, lisân-ı hâl ile..   

*** 

Bizde hele de son 90 yıldır ve ‘hukuk devrimi’ adı altında yürürlüğe konulan hukuk sisteminin halkımızın temel deÄŸerleriyle hiçbir ilgisinin olmadığı, Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan Avrupa devletlerince ‘millî irade’ kılıfı içinde dikte olunan kanunları; mahkemelerin de, ‘Yüce Türk Milleti adına..’’ diyerek karar verdikleri, ancaak Müslüman halkımıza bir ‘deli gömleÄŸi’ gibi giydirilmiÅŸ ‘Lozan dayatması’ olduÄŸu açıktır. Buna bir de son yıllarda, adâlet mekanizmasına sızanların Pensilvanya Åžeyhi’nden gelen iÅŸ’âr ve emirlere göre verdikleri ekleyiniz.. Ki, o hükümlerin nasıl verildiÄŸi, HSYK BaÅŸkan Vekili iken tutuklanıp yaptığı dehÅŸetli itiraflarla serbest kalan kiÅŸi ve benzerlerinin açıklamalarından bile anlaşılabilir. 

*** 

28 Åžubat 1997 Askerî Darbesi ve Zorbalık Dayatmasının yıldönümü günlerindeyiz. O günlerdeki güçlülerin hukukuna göre yargılanan ve 20-25 senedir cezaevlerinde tutulan nice insanlar var ki, onlar af istemiyorlar, yeniden yargılanmak istiyorlar

Ancak bu ‘tecdid-i muhakeme’ (yargılamanın yenilenmesi) yolunu iÅŸletmek de mevcud kanûnî göre epeyce zor.. Halbuki, anayasa’da yapılan deÄŸiÅŸiklikle, 2012’den sonraki mahkûmiyet durumlarında kiÅŸilere (AYM), Anayasa Mahkemesi’ne baÅŸvuru hakkı tanındı. Nitekim, Ergenekon ve Balyoz gibi dâvalarda -mâsumlar olsa bile-, suçlu oldukları o yargılamalardaki kendi ifade ve itiraflarından bile anlaşılan ve kamuoyunda da suçlu olduklarına inanılan niceleri serbest kaldılar. Ama, 2012’den önceki mahkûmiyetler için AYM’ne baÅŸvurma yolu kapalı.. ‘Yeniden yargılama’ yolunun açılması da çok zor.. Ve bu mahkûmların hemen tamamı da Ä°slamî eÄŸilimli kimseler olmaları.. 

Bu yüzden de talep ve itiraz sesleri pek yükselmiyor. Ãœstelik, iktidarda olanların söylemlerini çok kere kendilerine yakın buldukları kimseler.. Yani, Alpaslan TürkeÅŸ’in 12 Eylûl 1980 sonrası yargılamaları sırasında, ‘fikrimiz iktidarda, ama, kendimiz zindandayız..’ yakınmasını hatırlatacak bir durum.. 

Ve.. Af deÄŸil, yeniden yargılama isteyenler, ‘Duy sesimizi Tayyip Bey!’ diyorlar. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.